1. Gün

Saat 17.00 ’da ÜÇKUYULAR (Benzin İstasyonu Karşısı), Saat: 17.30 ’de ÜÇYOL (Otobüs Ofisleri Önü), 17.45 ’de LOZAN MEYDANI (Fuar Kapısı Önü), 18.00 ’da BAYRAKLI (Bayraklı Üst Geçit Duraklar Önü), 18.15 ’de KARŞIYAKA ANIT (Karşıyaka Anıt Karşısı), 18.20 ’da KARŞIYAKA YUNUSLAR (Yunuslar Karşısı Mavi Kule Önü), 18.30 ’de MAVİŞEHİR (Mavişehir Ege Park Önü), 19.00 ‘da BORNOVA (Ege Üniversitesi Eğitim Kampüsü Önü) ‘den önünden siz değerli misafirlerimizi alarak Antakya’ya doğru yola çıkıyoruz. Uşak, Afyon, Konya, Adana üzerinden sabahın erken saatlerinde CEYHAN ’a ulaşıyoruz.

2. Gün

Yolumuz üzerinde alacağımız kahvaltı(ekstra) molası ardından ANTAKYA ’ya ulaşıyoruz. Lübnan Dağları’ndan doğup Samandağ’a doğru yoluna devam eden; tersine akıyormuş gibi göründüğü için de ASİ ismini alan ünlü nehrimizin kenarında kurulmuş ANTAKYA ’yı keşfe çıkıyoruz. Hz. İsa’ya inanlara ilk kez “Hristiyan” adının verildiği St.PIERRE KİLİSESİ ’ne gidiyor ve panoramik olarak da Antakya’yı görüntüleme fırsatı yakalıyoruz. Ardından ANTAKYA MOZAİK MÜZESİ ’ni ziyaret ediyor ve muhteşem eserlerine tanıklık ediyoruz. Bir zamanların meşalelerle aydınlatılan sütunlu caddesinin şimdiki ismiyle KURTULUŞ CADDESİ ’nin öyküsünü dinleyerek geçtiğimiz caddede; Anadolu’daki en eski camilerimizden HABİB-İ NECCAR CAMİ ve TÜRBESİ ’ni ziyaret ediyoruz. Dinlerin buluştuğu kent Hatay’da SARIMİYE (SERMAYE) CAMİ ile sırt sırta vermiş KATOLİK KİLİSESİ ’nin tarihten sayfalar anlatır gibi kardeşçe duruşlarına tanıklık ediyor ve Antakya’nın o kendine özgü daracık sokaklarında ilerliyor ve evlerini (eski ZENGİNLER MAHALLESİ) görüyoruz.  Öğle yemeğinde muhteşem ANTAKYA MUTFAĞI ’nın özgün yemeklerinin ve künefesinin tadına bakma fırsatı buluyoruz. Ardından Güneydoğu Anadolu’nun en büyük, Türkiye’nin 8.il ive Milli Mücadelemiz sırasında destan yazan “Gazi” ünvanlı şehrimiz GAZİANTEP ’e gidiyoruz. İlk durağımız Dünyanın en büyük Mozaik Müzelerinden birisi olan; Birecik Barajı suları altında kalan Zeugma Antik Kenti’nin muhteşem mozaiklerinin de sergilendiği, dünya standartlarında müze olma özelliği ile de ön plana çıkan GAZİANTEP ZEUGMA MOZAİK MÜZESİ oluyor. Keyif dolu ziyaret sonrası bu kez Gaziantep’in sokaklarında keşfe çıkıyoruz. Nuri Paşa Cami, Karagöz Cami, Gümrük Hanı, Zincirli Bedesten, Alaüddevle Cami, Almacı Pazarı’nı görerek, müdavimlerini; şairlerin, yazarların ve düşünürlerin oluşturduğu, Antep Harbi’nden Tasavvuf Söyleşilerine kadar pek çok sohbete tanıklık eden Türkiye’nin en eski kahvehanelerinden ünlü TARİHİ TAHMİS KAHVESİ ’ne gidiyoruz. Baklavacılar ve fıstıkçıların eşlik ettiği sokaklar boyunca yürüyerek otelimize ulaşıyor ve akşam yemeğimizi alıyoruz. Akşam yemeği ve konaklama GAZİANTEP ‘deki otelimizde.

3. Gün

Sabah kahvaltısını otelimizde aldıktan sonra Gaziantep’e güzel anılarla veda ederek, bu kez de Fırat’ın suları altındaki Saklı Cennetin Kayıp Kenti HALFETİ ’yi keşfe gidiyoruz. Sakin (CITTASLOW) Kentimizin, geçmişten günümüze olan hikâyesini; BİRECİK BARAJI ’nda yapacağımız tekne turumuz(ekstra) sırasında dinliyoruz.  Sular altında kalan evlerini, ağaçlarını hatta camilerini izlerken hep birlikte bir zamanların Halfeti'sini hayal ediyoruz. Öykünün sonunda “Fırat’ın suyundan, Halfeti’nin havasından ve toprağından ayırmayın beni diyen!” Dünyaca ünlü SİYAH GÜL ’ün yetiştiği topraklardan ayrılarak, ADIYAMAN için yol almaya başlıyoruz. Yolculuğumuzun ardından KAHTA ’ya ulaşıyor ve bizi bekleyen minibüslerdeki (ekstra) yerlerimizi alıyoruz. İlk durağımız olan Antik Cabinas Çayı üzerinde kurulu CENDERE KÖPRÜSÜ ve KARAKUŞ TÜMÜLÜSÜ ’nde kısa fotoğraf molaları verdikten sonra, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki NEMRUT DAĞI ‘nın gizemli dünyasına olan yolculuğumuza başlıyoruz. Yaklaşık 2150 mt yüksekliği ile Dünyanın en yüksek Açıkhava Müzesi ve 8.Harikası olan Nemrut Dağı’nda, 2000 yıldır güneşin doğuşu ve batışını, bu yükseklikten izleyen dev heykelleri görerek, güneşin dağı selamlamasına bizler de tanıklık ediyoruz. Antik dünyanın küçük ama inanç, kültür ve geleneklerinin bütünleştiği Krallığı KOMMAGANE ’nin sırlarla dolu dünyasına olan yolculuğumuzun ardından Nemrut’a veda ederek ADIYAMAN ’a ulaşıyoruz. Otelimize yerleşerek akşam yemeğimizi alıyor ve konaklıyoruz. Geleceleme ADIYAMAN ‘daki otelimizde.

4. Gün

Sabah kahvaltımızı otelimizde aldıktan sonra DİYARBAKIR ’a doğru yol alıyoruz. Çin Seddi’nden sonra dünyada korunagelmiş en uzun 2.yapı olan DİYARBAKIR SURLARI ’na ve şehre bizler de “Hoş bulduk !..” diyor ve kenti gezmeye başlıyoruz. Kendisinden önce şarkısı gelen şanslı yapılardan birisi olan MARDİN KAPI ’dan kuşbakışı gördüğümüz HEVSEL BAHÇELERİ ’nin, çölün ortasındaki vaha gibi duran güzelliğine hayran kalırken, yönümüzü sur içine çeviriyor ve şehre girerek DÖRT AYAKLI MİNARE (ŞEYH MUTAHHAR CAMİİ)’ne gidiyoruz. Sonrasında tarihi ve ihtişamı ile büyüleyecek bir başka önemli yapı ULU CAMİ ’yi ziyaretimiz sonrası, CAHİT SITKI TARANCI EVİ ’ne gidiyoruz. Minik bir çay kaçamağı yapacağımız TARİHİ HASAN PAŞA HANI ‘nda kullanacağımız serbest zaman sonrası DAĞ KAPI ’ya doğru yürüyoruz. Ardından bizi bekleyen aracımıza geçerek, Tevrat`ta Hârân olarak, İncil’de aynı adla anılan bir kent olarak geçen, İslam tarihçilerinin ise kentin kuruluşunu Nuh Peygamberin torunlarından Kaynana veya İbrahim Peygamberin kardeşi Aran`a (Haran) bağladıkları adını sıcak havasından alan HARRAN ’a gidiyoruz. Bölgenin iklim ve doğasıyla uyumlu, kendine özgü HARRAN EVLERİ ’ni ziyaret ederken, HARRAN KALESİ’ni, SURLAR’ ını ve tarihin en eski İSLAM ÜNİVERSİTESİ ’ni görüyor ve sonrasında ŞANLI şehrimiz ŞANLIURFA ’ya ulaşıyoruz. BALIKLI GÖL (Aynzeliha ve Halil-ür Rahman Gölleri), RIZVANİYE CAMİ (Zulümiye Cami), MEVLİD İ HALİL KÜLLİYESİ VE HZ.İBRAHİM MAĞARASI, HALİ-ÜR RAHMAN CAMİ ziyaret ettikten sonra otelimize yerleşiyoruz. Ardından dileyen misafirlerimizle(ekstra) Ariflerin söze geldiği, çırakların dize geldiği, şiirlerin saza geldiği SIRA GECESİ ’ne gidiyoruz. Bu akşam otelde yemek almıyoruz, bu yüzden SIRA GECESİ tercih etmeyen misafirlerimiz URFA ‘nın geleneksel mutfaklarının, kebaplarının tadına bakma fırsatı yakalayabilirler. SIRA GECESİ tercih eden misafirlerimiz ise; akşam yemeğimizi müzik eşliğinde keyifli bir biçimde tamamladıktan sonra, otelimize dönüyoruz. Konaklama ŞANLIURFA ‘daki otelimizde.

5. Gün

Sabah kahvaltımızı otelimizde aldıktan sonra, günümüzden yaklaşık 12.000 yıl öncesine gidiyoruz. GÖBEKLİTEPE ’nin heyecan veren, bilinen ve bilinmeyenlerine doğru zaman tünelinde birlikte yolculuk yapıyoruz. İnsanoğlu ’nun gözlerini ilk kez dünyaya açtığı tahmin edilen ve Dünya’nın İlk Tapınağı olan, Dünya’nın nefesini tutarak gelişmelerini izlediği bu noktadaki ziyaretimizin ardından bu kez de Taşların Dile Geldiği Güneş’in Ülkesi MARDİN için yola çıkıyoruz. Kente ulaştığımızda pek çok modacının gözde defile mekânı olarak seçtiği KASIMİYE MEDRESESİ ’ne gidiyoruz. Bir zamanların çok önemli eğitim merkezlerinden birisi olan medresenin, hüzünlü hikayesinin eşlik ettiği tasavvuf öğretisinin en güzel örneğine ev sahipliği yapan mekânı ziyaretimizin ardından öğle yemeğine gidiyoruz. Yöreye özgü lezzetlerin de tadına bakma fırsatı bulurken enerjimizi topluyor ve 1.Caddedeki yürüyüşümüze başlıyoruz. Yapacağımız panoramik yürüyüşümüz sırasında; ŞEYH ÇABUK CAMİİ ’ni, ESKİ SÜRYANİ KATOLİK PATRİKHANE BİNASI ’nı, CUMHURİYET MEYDANI ’nı, Mardin evlerini ve sokaklarını, çarşılarını, pasajlarını görerek ULU CAMİ ’ye gidiyor ve ziyaret ediyoruz. Dönüşümüzü 1. Cadde üzerinde gerçekleştirirken KASIM TUĞMANER CAMİ, TUĞHAN, ŞAHKULUBEY KONAĞI ’nı görerek merkezden ayrılıyor ve DEYRULZAFARAN MANASTIRI ’na gidiyoruz. Muhteşem mimarisi ile Süryani Kilisesi’nin önemli merkezi olan manastırı ziyaret ederken, Süryanileri de yakından tanıma fırsatı buluyoruz. Keyifli ziyaret sonrası Mezopotamya kendisini denize bırakırken, bizler de film platolarının gözde mekanı MİDYAT için hareket ediyoruz. “Sokaklarında yürümezseniz Midyat’ı anlayamazsınız…” diyoruz ve DEVLET KONUKEVİ ’ne gidiyoruz. Dileyen yolcularımız burada; yakın zamanda çekilen “Sıla” filmiyle ününe ün katan konağı ziyaret edebilir, dileyen yolcularımız da gümüş alışverişi yapabilirler. Ardından otelimize yerleşiyoruz. Akşam yemeği ve konaklama MİDYAT ‘daki otelimizde.

6. Gün

Sabah kahvaltımızı otelimizde aldıktan sonra DİYARBAKIR için hareket ediyoruz. BATMAN ’a bağlı, Dicle Nehri’nin iki yakasını ayırdığı, Süryanice “KİFOS”, Osmanlıca “KAYALAR VE MAĞARALAR KENTİ” anlamındaki “HISN-I KEYFA” ya yani günümüzün HASANKEYF ’ini panoramik olarak görerek, Ilısu Barajı’nın güzel görüntülerinin eşliğinde BATMAN ’a doğru yol alıyoruz. KURTALAN üzerinden SİİRT il sınırları içerisindeki Ziyaret ’e ulaşıyor ve VEYSEL KARANİ TÜRBESİ ‘ni ziyaret ediyoruz. Sonrasında yolumuza devam ediyor ve bir zamanlar adına türküler yakılan BİTLİS ’i uzaklardan selamlıyoruz. “Bitlis’te beş minare” nin hikayesini rehberimizden dinledikten sonra bu kez de UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan 210 dönümlük alanda, 8200 anıtsal mezar taşının bir araya gelerek oluşturduğu, açık hava müzesini ziyaret ediyoruz. Anadolu’nun Orhun Abideleri benzetmesini fazlasıyla hak eden bu sanat şaheserlerinin ardından Türkiye’nin Afrikası ’na gidiyoruz. Özellikle kış aylarında manda ve atların kaplıca keyfine tanıklık ederken, pek çok fotoğrafçıya da ödüllü manzaralar çıkartan BİTLİS ’in GÜROYMAK ilçesinin BUDAKLI KÖYÜ ’ne gidiyoruz. Şifa dağıtan kaplıcanın kışın yer yer eksi 20 dereceye düştüğünde verdiği o güzellikten faydalanan hayvanların mutluluğuna belki bizler de ortak olacağız. “Bunu da gördük!” dedirten görüntülerin ardından TATVAN ’a ulaşıyoruz. Otelimize yerleşiyor ve konaklıyoruz.

7. Gün

Sabah kahvaltımızı otelimizde aldıktan sonra GEVAŞ 'a gidiyoruz. İskeleden tekneye (ekstra tekne ücreti) binerek, mavi yolculukla AKDAMAR ADASI ’na ulaşıyoruz. İncil ve Tevrat ’dan alınmış kabartmalarıyla dikkat çeken KUTSAL HAÇ KİLİSESİ ‘ni ziyaret ediyoruz. Rehberimizden dinlediğimiz adada anılarımız için çekeceğimiz güzel karelerin ardından tekrar iskeleye giderek dönüşe geçiyoruz. Artos Dağı’nın manzarasının eşlik ettiği, Van Gölü’nün güzel sularında yapacağımız yolculuk sonrası kendimizi sıra öğle yemeği ile ödüllendirmeye geliyor. Ardından EDREMİT üzerinden VAN ’a ulaşarak, Urartuların başkentindeki ilk durağımız olan VAN KALESİ ile ziyaretlerimize başlıyoruz. Göl kıyısında muhteşem bir manzaraya ev sahipliği yapan VAN ’ın Kalesi’nin görkemi ile büyülenirken, Urartuların o dönemdeki mühendisliğine de hayran kalıyoruz. Van’a özgü sivil mimariyi yansıtan VAN EVİ ’ni ve yörenin özgün kilim ve halılarını gördükten sonra, KEDİEVİ ’ne gidiyoruz. Şirin ama bir o kadar da asil KEDİ ’lerini de “Gelmişken, Görelim !...” dediğimiz KEDİEVİ ’nde kısa bir mola veriyoruz. Ardından Savat İmalat Merkezi’nde bölgenin yöresel sanatları hakkında bilgi alıyor ve alışveriş için serbest zaman kullanıyoruz. Sonrasında Van’daki otelimize yerleşiyor ve akşam yemeğimizi alıyoruz.  Geceleme VAN ‘daki otelimizde.

8. Gün

Sabah kahvaltısını otelimizde aldıktan sonra, Doğa harikası MURADİYE ŞELALESİ `ne ulaşıyor ve fotoğraf molası verip suyun tabiattaki gücüne tanıklık ediyoruz. Yavuz Sultan Selim ile Şah İsmail arasında geçen Çaldıran Muharebesi’nin gerçekleştiği ovadan geçiyoruz. sonra ülkemizdeki en yüksek karayolu geçitlerinden birisi olan TENDÜREK DAĞI GEÇİDİ (2644 M.) ‘ni aşıyoruz. Tendürek volkanından çıkan lavların oluşturduğu ilginç görüntülere şahitlik ederken fotoğraflarımız çektikten sonra DOĞU BEYAZIT `a doğru yolculuğumuza devam ediyoruz. Yan yana sıralanmış pasajların oluşturduğu çarşıda pek çok farklı ürünü, normal fiyatlarından çok daha ucuza alma imkânı bulacağımız alışveriş molası sonrası İSHAK PAŞA SARAYI için hareket ediyoruz. İnşa edildiği tarihten bu yana Doğu Anadolu Bölgesi ’nin sembol yapısı olmayı başarmış, ovaya hakim konumuyla görenleri kendine hayran bırakan birbirinden eşsiz taş işlemeleriyle bizi de büyüleyecek sarayı keşfe başlıyoruz. Dedenin başlayıp torunun tamamladığı hem kale hem külliye hem de sarayı keyifle geziyoruz. 7600 metrekarelik alan üzerine kurulu 116 odası ile Topkapı Sarayı’ndan sonra en büyük saray olma unvanını da elinde bulunduran muhteşem yapıdaki ziyaretimizi tamamladıktan sonra Yüksek dağların arasına sıkıştığı için çevresinden çok daha yumuşak ve ılıman bir havaya sahip olan ovasında her türlü sebze ve meyve hatta pamuk bile yetişen Iğdır`ın sırtını dayamış olduğu 5137 mt yüksekliğindeki ülkemizin en yüksek dağı olan AĞRI DAĞI `nı fotoğraflamak için minik bir mola verdikten sonra Ermenistan sınırına paralel yol alıyoruz. Erivan`ın Evleri’ni ve sınırımıza çok yakın METZAMOR NÜKLEER SANTRALİ ’ni dahi görme imkanını yakaladığımız, Doğu’nun Çukurova’sı IĞDIR ’dan TUZLUCA, DİGOR yolunu kullanarak KARS ’a doğru yol alıyoruz. Derler ki: “Kars’ı görmek istiyorsan, Kars’a gitmelisin. Çünkü yol üzerinde değil, ülkemizin en doğusunda…” Biz de bu çağrıya uyuyor ve ülkemizin Kafkasya`ya açılan kapısı KARS `a gidiyoruz. Hem doğulu hem batılı özellikleriyle komşu Erzurum, Ağrı, Iğdır illerden kültürü ve yaşam tarzıyla farklı şehrimizi tanımaya başlıyoruz. 1877 yılından sonraki 40 yıl boyunca Rus işgali altında kalan şehirde; Baltık mimarisinin izlerini sunan evlerini, şehrin birbirini 90 derecelik açıyla kesen sokaklarını görerek yürüyüş yapıyoruz. KARS KALESİ, FETHİYE CAMİİ (ALEKSANDER NEVSKY KATEDRALİ) 12 HAVARİLER, TAŞ KÖPRÜ, EVLİYA CAMİİ, HARAKANİ TURBESİ, MAZLUM AĞA HAMAMI, NAMIK KEMAL EVİ, GAZİ MUHTAR PAŞA KONAĞI, KONSERVATUAR BİNASI, KARS SAĞLIK İL MÜDÜRLÜĞÜ BİNASI, RUS KONSERVE FABRİKASI, ESKİ VALİ KONAĞI BİNASI, DEFTERDARLIK BİNASI gibi yapıları görme imkânı yakalıyoruz. Kars’a yöreye özgü KARS BALI, GRAVYERİ ve KAŞARI alışverişi için alacağımız kısa molanın ardından otelimize yerleşiyoruz. Akşam yemeği ve konaklama KARS ‘daki otelimizde.

9. Gün

Sabah kahvaltımızı aldıktan sonra Serhat şehri Kars’ımızın, Ermenistan sınırında yer alan 2016 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınan ANİ HARABELERİ `ne gidiyoruz. Bir zamanların 1001 kiliseli 40 kapılı şehri olarak anılan kentin; SURLARI ’nı görerek, ASLANLI KAPI ’dan geçiyor ve TİGRAN HONENTS KİLİSESİ ’ne gidiyoruz. Ardından rivayete göre Selçuklu Sultanı Alpaslan’ın cuma namazını kıldığı EBU’L MENUÇEHR CAMİSİ ’ni ziyaret ederek Arpaçay’ın üzerine kurulu İPEKYOLU KÖPRÜSÜ ’nün güzel görüntülerini hafızalarımıza ve karelerimize aldıktan sonra, Bostan Deresi’nin iki yakasındaki mağaraları ve sonrasında ATEŞGEDE ’yi görüyoruz. Ardından SARIKAMIŞ için hareket ediyoruz. Bu vatan uğruna can veren şehitlerimizi rahmetle andığımız şehitlik ziyaretimiz sonrası ALLAHÜEKBER DAĞLARI ’nı, PASİNLER `i geçerek, ERZURUM ’a ulaşıyoruz. Cumhuriyete giden yolda ERZURUM KONGRESİ ’ne ev sahipliği yapan KONGRE BİNASI ‘nı, YAKUTIYE MEDRESESİ-TÜRK İSLAM ESERLERI ve ETNOGRAFYA MÜZESİ ’ni, Kanuni Sultan Süleyman dönemine ait Mimar Sinan’ın Kıbrıs Fatihi Sadrazam Lalapaşa için yaptığı LALAPAŞA CAMİİ ’ni görerek çok kısa bir alışveriş molası veriyoruz. Dileyen yolcularımız oltu ve yöresel hediyelik eşyaların da satışının yapıldığı RÜSTEMPAŞA KERVANSARAYI ’nı gezebilir, dileyen yolcularımız da meydanı çevreleyen yukarıdaki eserleri fotoğraflayabilir. Ardından Kırlangıç Kubbeli ULU CAMİİ ’yi ve ERZURUM ’un sembolü haline gelen; usta ile çırağın söylencesine konu olan ÇIFTE MINARELİ MEDRESE ’yi, ÜÇ KÜMBETLER ’i görüntüledikten sonra araçtaki yerimizi alarak, TUNCELİ için hareket ediyoruz. PÜLÜMÜR Vadisi’nin güzel görüntülerinin eşliğinde şehre ulaşıyor ve otelimize yerleşiyoruz. Geceleme otelimizde.

Önemli Not: Tunceli ‘de çok fazla konaklama tesisi olmadığı için, bölge ‘de yaşanacak özel güne veya farklı bir etkinliğe bağlı bir sorunda Çevre illerde konaklama dair değişiklik yapılma hakkı saklıdır.

10. Gün

Sabah kahvaltımızı otelimizde aldıktan sonra, 1971 yılında milli park ilan edilen MUNZUR VADİSİ MİLLİ PARKI’ na gidiyoruz. Çok sayıda endemik bitkiye ve zengin flora ve faunanın barındığı, 42.674 hektarlık alandaki bu tabiat harikasında Munzur Çayı’nın doğduğu gözeleri gördükten sonra, adını Bizans imparatoru Çimiskes ’den alan ÇEMİŞGEZEK ’e gidiyoruz. Panoramik olarak ÇEMİŞGEZEK KÖPRÜSÜ (TAHAR KÖPRÜSÜ) nü, UZUN HASAN TÜRBESİ, YELMANİYE CAMİSİ’ni, İN MAĞARALARI ’nı görerek çayın kenarında keyifle yemeğimizi alıyoruz. Ardından KEBAN BARAJ GÖLÜ ’nün güzel manzaraları eşliğinde ERZİNCAN ’ın ilçesi KEMALİYE için hareket diyoruz. Ulaştığımızda ise su seviyesinin durumuna göre, hiç unutamayacağımız bir deneyime imza atıyor ve Fırat’ın kolu olan Karasu üzerinde bulunan, Dünya ‘nın ikinci büyük kanyonu, FIRAT ’ın gizli cenneti KARANLIK KANYON ’da tekne turuna(ekstra=tekne+minibüs)(suyun durumuna göre yapılmaktadır.) çıkıyoruz. Doğanın sunduğu bu olağanüstü güzelliklerle büyülenirken, 1870’li yıllarda gündeme gelen ancak 2002 yılında açılan TAŞYOL ’u da görme imkânı da yakalıyoruz. Ardından doğası, kültürü ve evleriyle, sevda, hasret ve gurbet kokan türküleriyle, taş işçiliğinin benzersiz örnekleri ve mühendislik harikası köprüleri eski ismiyle EĞİN; yeni ismiyle KEMALİYE ’deki otelimize yerleşiyoruz. Akşam yemeği ve konaklama KEMALİYE ‘deki otelimizde.

11. Gün

Sabah kahvaltımızı otelimizde aldıktan sonra; bizi bekleyen minibüslerimize geçerek, turumuza (ekstra) başlıyoruz. MANİ YOLU ’na ulaşıyor ve güne başlıyoruz manilerle… Ardından KADIGÖLÜ ŞELALELERİ ’nin sevinçle güne merhaba deyişinin o güzel sesinin eşliğinde, LÖKHANE ’ye gidiyoruz. Maharetli ellerde dutun una dönüştükten sonra cevizle buluşmasını kutladığı doğal lezzetlerin tadına baktıktan sonra sıra SIRAKONAKLAR KÖYÜ ’ne geliyor. Minibüslerimize tekrar geçerek, Anadolu’daki Türk konut türlerinin gerçek bir temsilcisi kabul edilen evlerin bulunduğu köyde yürüyüşümüze başlıyoruz. Ardından Ahmet Kutsi Tecer ’in “Orda bir köy var uzakta “şiirinin ilham kaynağı ve doğduğu köy olan, APÇAĞA KÖYÜ ’ne gidiyoruz. Kültür Bakanlığı tarafından, tarihi dokusu bozulmadan günümüze kadar ulaştığı için ödüle layık görülen köyün ardından “Ta Tu Ta” (Tarım, Turizm, Takas) Projesi üyesi olan ekolojik tarım çiftliklerinden birine gidiyoruz. (“Ta Tu Ta”, Buğday Derneği tarafından yürütülen “Ekolojik Çiftliklerde Tarım Turizmi ve Gönüllü Bilgi, Tecrübe Takası” projesinin kısa adı. Türkiye’nin farklı bölgelerinde yer alan bu çiftliklerde isterseniz gidip gönüllü olarak çalışabiliyorsunuz. Çalışma karşılığında gönüllünün konaklama ve yemek ihtiyaçları çiftlik tarafından karşılanıyor. Ya da “Ben çalışamam ama oradaki hayatı görmek istiyorum!” diyorsanız, ücretli olarak konaklayabiliyorsunuz.) Daha sonra UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndeki ULU CAMİ ve DARÜŞŞİFASI ’nı ziyaret etmek üzere DİVRİĞİ ‘ye gidiyoruz. Turumuzun finalini yaptığımız bu olağanüstü, bakmaya doyamadığımız sanat şaheserini rehberimizden dinledikten sonra, İzmir’e doğru yola çıkıyoruz. Yolda vereceğimiz gerekli molalar ile sabah saatlerinde İZMİR ’e ulaşıyoruz.

Not: Sabaha karşı saatlerde dönüş olabileceği için lütfen evlere ulaşımlarınızı toplu taşıma hariç bir şekilde planlayınız.